Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yangın haberlerini üzüntüyle takip ediyoruz. Yangınların bir çok nedeni olabilir. Bildiğimiz şey, önlemler alınmadığı sürece bu yangınlara daha çok şahit olabiliriz. Dünyamız ısınıyor. Türkiye olağanüstü bir kuraklık yaşıyor.
Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun yüksek rakımları hariç Türkiye'nin tüm iklim bölgelerinde, çok güçlü bir vejetatif büyüme dönemini (bahar) takip eden, derin köklü ağaçlar hariç tüm bitkilerin kuruduğu bir dönem (yaz) var.
Özellikle Akdeniz ormanlarında bu kuraklık çok daha güçlü. Bu sebeple ormanlar, kırılmış dallardan çalılara, kuru otlara kadar kupkuru, "çıra gibi tutuşmaya" hazır bir zeminle kaplı. Orman yangınları da bu zeminde başlıyor ve hızla yayılıyor, ağaçları da "sarıyor" ve büyüyor.
Peki, keçi (ve diğer otçul hayvanlar) neden ve nasıl orman yangınlarını engellemede en güçlü aracımız? Doğru otlatma planlamasıyla, otçul hayvanlar bahar döneminde orman zemininde büyüyen otları yiyorlar. Ayrıca "hayvan etkisi" dediğimiz toynaklarıyla ezme ve çiğneme etkisiyle de biyokütlenin kırılmasına, toprağa yapışmasına sebep oluyorlar.
Bu yeni bir keşif değil. Tropik ormanlar hariç dünyanın tamamı bu sürü hayvanlarıyla doluydu ve milyonlarca yıl boyunca beraber, aynı ekosistemin simbiyotik ilişkideki partnerleri olarak bu sistemle evrildiler. Sonra insan, denklemdeki 3. partner olan "avcı"yı (kurt, ayı vb.) ortadan kaldırdı, ve/veya Sibirya'nın tamamında yaptığı gibi mamutlar ve mastodonlar gibi megafaunaları avlayarak ortadan kaldırdı.
Sonuç: bugün "orman" dediğimiz ama potansiyellerinin oldukça altında ekosistemler.
Zemin bitkilerini ve bazı ağaçları otlayarak ekosistemi yenileyen/güçlendiren keçiler, yanlış otlatma pratikleriyle ormanın celladı da olabilir. "Aşırı otlatma" dediğimiz de tam olarak bu; Sayıdan bağımsız, aynı yerin "toparlanma" dönemi olmadan yeniden ve yeniden otlatılması.
Anlattıklarımız teori değil son yıllarda hızla yaygınlaşan bir pratik. ABD'de Kaliforniya, Avrupa'da İspanya başta olmak üzere "orman yangınlarının engellenmesi" için onarıcı tarım otlatması yapan hayvancılarla kontratlar yapılıyor. Böylelikle ekonomik gelir ve istihdam, biyolojik çeşitlilik artışı, yangınların önlenmesi sonuçlarının hepsi birden sağlanıyor. Çobanlar arasında ve toplumda #onarıcıtarım ve #bütüncülyönetim farkındalığının artması da cabası.
Eş kurucumuz Durukan Dudu’nun çağrısını tekrarlayalım:
“Memleketin her bir karış toprağı için yaratıcı, ekosistem tabanlı ‘dirençlilik’ ve ‘onarım’ stratejilerinin hazırlanıp gerçekten uygulanmasının vakti geldi de geçiyor. ‘Nasıl’ını biliyoruz, toplumsal destek ve siyasi irade yeterli.
Türkiye'de de uygulamaya bir an önce başlamamız lazım. Hayvan/keçi varlığımız başlangıç için yeterli. Sürecin ekolojik, ekonomik ve toplumsal bir bütüncül planlamasını yapabiliriz. Dünyada model olacak cinsten. Anadolu Meraları bu yüzden var. Görev verilsin, hemen başlayalım.”
Comentarios